OECD, Küresel Ekonomik Büyüme Tahminlerini Güncelledi: Türkiye İçin Yüzde 3,5 Büyüme Öngörülüyor
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), küresel ekonominin bu yıl yüzde 3,2 büyüyeceğini öngörürken, Türkiye’de ekonomik büyümenin yüzde 3,5 olmasını bekliyor.
OECD’nin Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, enflasyonun ılımlı seyretmesi ve ticaretteki canlanma sayesinde küresel ekonomi belirsizliklere rağmen direnç göstermeye devam ediyor.
Tüketici güveni salgın öncesi seviyelere henüz ulaşmamış olsa da enflasyondaki düşüş, hane halkı gelir artışı ve harcamalarını destekliyor. İşsizlik genel olarak düşük seyrediyor ve reel faiz oranları kısıtlayıcı bir seyir izliyor.
OECD’nin tahminlerine göre, küresel ekonomik büyüme bu yıl yüzde 3,2 olacak ve 2025 ile 2026’da yüzde 3,3 seviyelerinde seyredecek. Bu durum, dünya ekonomisinin önümüzdeki 2 yıl boyunca genel olarak stabil bir büyüme seviyesine sahip olacağını gösteriyor.
ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2,8 büyümesi ve 2025’te yüzde 2,4 büyümesi öngörülürken, Çin ekonomisinin ise sırasıyla yüzde 4,9 ve yüzde 4,7 oranında büyüyeceği tahmin ediliyor.
OECD, ticarette korumacı politikalardaki artış trendine dikkat çekerken, bu durumun ithalat fiyatlarını yükseltip işletme maliyetlerini artırabileceğini ve tüketicilerin yaşam standartlarını olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor.
Türkiye Ekonomisi İçin Büyüme Tahmini ve Stratejiler
Türkiye’de ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3,5 ve 2025’te yüzde 2,6 olması bekleniyor. OECD, Türkiye’nin makroekonomik istikrar politikalarıyla iç talebi yavaşlatabileceğini ancak ihracatını artırabileceğini öngörüyor.
Türkiye’de cari işlemler dengesinin iyileşmesi ve döviz rezervlerinin artması, para ve maliye politikalarının sıkı kalmaya devam edeceği sinyalini veriyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizinde değişikliğe gitmeme kararı, fiyat istikrarının sağlanması yolunda atılan kararlı adımların bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Türkiye’de ekonomik büyümenin ılımlı seyretmesi ve enflasyonun kademeli olarak düşmesi bekleniyor. Uluslararası yatırımlardan maksimum fayda sağlamak için makroekonomik istikrar politikalarının süreceği belirtilirken, yapısal reformların uzun vadeli büyümeyi artırabileceğine vurgu yapılıyor.